Bana kaotik şiirin
sesini anlat Fedor
O halde buna kısaca şiirin şe’si diyelim. Hatta demeye
başlıyorum bile.
Müziğin tonal yapısında gizlenmiş tahakküm yoktur, şiirin şe’si
dediğimiz şeyde.
Dilin özgürlük karşıtı karakterini kırmaya çalışır, bu şiirin
sesi. Dille sınırlanmış ifadeyi, alıp uçurur, anlamın aşıldığı bir alan
yaratır. Bu alanda merkez yoktur.
Dil, zamana sahtekarca bağlanırken, şiirin şe’si gramersiz
düşünebilme, hissedebilme, var olabilme imkanı sunar. Dil ve ses adeta bir savaşa
girer şiirin içinde, ses dilin sembolik yapısını hırpalar, bozar. Başka bir
algı kanalı açar. Artık kelimelere,
anlamları için pek ihtiyaç yoktur. Bu
tutarlı bir işleyiş kazandığında, formüle edilme ihtiyacı da taşımaz.
Kendiliğinden dolayı böyledir artık.
Şiirin şe’si atonal
midir doreF?
Otoriter bir ideolojisi var tonalitenin ve her yeri sarmış
durumda. Bu yayılmacı özelliği gizli bir denetim yaratıyor. İnsanın
yalıtılmışlığından kaynaklanan sessiz boşluğu dolduruyor.
Kaotik şiirin sesi, doğası gereği tonal olamaz bu durumda. Çünkü
biçimselleştirme daima bir daralmayı dayatır, tonalite de sembolik yapılanmanın
en önemli bileşenlerinden biri olmuş tarihsel sürece bakınca. Kaotik şiir var olagelenin
tam karşısında konumlandığı için, bu sürekliliği yıkma potansiyeli taşıdığı
için “yeni”dir. Tonalite kaotik şiire terstir, bozar onu. Ancak atonal yapı da
tekrarlar ve sabit dizilişlerle oluşur. Merkeze eşit uzaklıkta sıralanan on iki
sesin anti-hiyerarşik dizilişi olumlanırken, ‘merkez’ kavramının varlığı göz
ardı edilir. "Müziği özgürleştirdiği noktada zincire vurur" demiş
atonal yapı için Adorno.
Şiirin şe’si atonal de değildir. Şiirin şe’si ilkeldir.
Ampirik gerçekliğin evreninden yükselen bir ses bu. Dil ile
nötrleştirilemeyecek kadar organik .
“Sadece duyuyoruz hiçbir şey bilmiyoruz” diyebilirim ancak,
Homeros’un dediği gibi.
Bu konuda sus artık
Fedor. Sırada ne var?
Sıra yok. Sarsıntı var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder